Nefesin Etkisi
Nefes Koçluğu
Nefesin İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkisi
Dr. Otto Warburg, 1931 yılında Nobel Tıp Ödülünü aldı. Ödüle layık görülen çalismasinin içeriği, günümüz insanının gerçek anlamda korkulu rüyası haline gelmiş olan kanser hastalığının oksijen kullanımındaki azalmayla olan ilişkisi üzerineydi. Sonraki çalismalar kanserli hücrelerin, havasız –anaerobiosis- ortamda geliştiğini ve gelişimlerini sürdürebilmek için ihtiyaç duydukları enerjiyi glikozdan sağladıklarını göstermişti.
Günümüzde kanser hastaları için Ozon Tedavi Kürleri uygulanmaktadır. Ozonun sadece kansere değil, uyku sorunlarından strese, romatizmal rahatsızlıklardan şeker hastalığına kadar hemen her fizyolojik ve psikolojik rahatsızlığın tedavisinde güvenle kullanıldığını ve tedavide büyük başarı sağladığı tesbit edilmiş durumdadır.
Günümüz insanının kanser riskinin yüksekliği, yaşadığı çevreyle neredeyse birebir ilişki içinde. Egzoz gazlarından her türlü rafine edilmiş gıdaya, kullandığı suyun içeriğinden sigara kullanımına kadar, gelişmiş metrepol kültürünün insan hayatına yaptığı olumsuz etkileri hemen her gün yeni boyutlarıyla basın yayın organlarından ögrenmekteyiz. Sigaranın kansere yol açma sebebi içindeki maddelerden ziyade dumanının kanda oluşturduğu karbon monoksit oranı!!! Kandaki karbon monoksit, hücrelere oksijen taşiyan hemoglobine oksijene nazaran iki yüz kırk kat daha güçlü bağlanıyor!!!
Bu durum hücrelerin oksijen metabolizmasını yapmasına ciddi bir engel oluşturuyor. Kanserin oksijensiz ortamda geliştiğini yukarıda belirtmiştik. Ozon tedavisi de burada devreye giriyor. Ozon tedavisi, üç oksijen atomunun ( O3 ) kana verildikten iki-üç dakika sonra kandaki alyuvar hücrelerinde O2 + O1 haline dönüşmesi sonucu kanın oksijen yönünden zenginleştirilmesi esasına dayanıyor!
Bir süre önce televizyondaki bir programda konunun uzmanı olan operatör doktor, bel fıtığı tedavisinde sigara içen insanların tam tedavi konusunda hiç şansları olmadığını söyleyince pür dikkat dinlemeye başladım. Normalde ölmüş sinirlerin yerlerine bünye yenisini oluşturabilirken sigara içen insanlarda bu sinirlerin yeniden yapılandırılması esnasında gereksinim duyulan oksijen doyumunun sigaranın zararları yüzünden gerçekleşemediği ve yeni sinirlerin üretilemedigini söylüyordu.
Yukarıda bahsedilen rahatsızlıklar hemen hepimizin ortak korkularıdır. Ama bu korkuların gerçeğe dönüşmesine engel olmak mümkündür. Hemen her doktor, haftada 3-4 gün kırk dakika kadar egzersiz yapmanın ya da tempolu yürümenin bu riskleri ciddi oranda ortadan kaldırdığını söylemekte ve önleyici hekimlik olarak tavsiye etmektedir.
Egzersizden elde edilen fayda, vücuda giren oksijen miktarının artmasınından kaynaklanmaktadır. Kendimizi daha zinde hissederiz çünkü her bir hücremiz daha yüksek oranda oksijen teneffüs eder; beyin aldığımız her nefesin %’ 25’ini kullanır, görece daha fazla oksijen gittiği için daha berrak düşünür, daha gevşek ve neşeli hisseder, daha fazla toksin atar ve daha fazla faydalı hormon üretiriz. En basitinden endorfin gibi.
Yuakarıda anlatılanlar doğru nefes almanın ne kadar önemli olduğunu aşağı yukarı ortaya koymaktadır. Nefes teknikleri kullanımı ile günlük yaşam içinde ve dinlenme anlarında daha yüksek oranda oksijen kullanımına ulaşilabilmekte, daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sağlanabilmektedir.