Nefes ve Konuşma

Nefes Koçluğu

Soluk alma: derin, sık, çabuk, düzenli, sinirlenmeden ve gürültüsüz olmalıdır.
 
Gürültülü nefes, yanlış nefes alındığının bir göstergesidir. Dinleyiciyi rahatsız eder ve konuşmacının başarısızlığına neden olur. Doğal solunumda ağız hep kapalı tutulmalı ve burundan soluk almalıdır. Burundan soluk alınırsa alınan hava ısınır ve temizlenir. Çünkü burun içindeki kıvrımlarla küçük kıllar süzgeç görevini görürler. Ağızdan soluk almaya alışmış olanlar, tehlikeli olmamakla beraber, günün birinde ameliyat olmak zorunda kalabilirler. Bunun ses, bellek, işitme, dişler ve boy atma üstünde büyük zararları olduğu bilinir. Bununla beraber, diksiyonda bazen ağızdan soluk almak da gerekir. Konuşmacı söz söylerken her zaman gereken yerde soluk almak için ağzını kapayacak zaman bulamaz; öyle bir zaman gelir ki duraklama zamanının kısaltılması gerekir. Sözün hareketi arttıkça duraklama zamanı daha kısalır ve gitgide solunum fazlalaşır ki bu durumda burundan soluk almaya kalkışmak gülünç olur. Böyle hallerde ağızdan soluk almak gerekir.
 
İki türlü soluk alma vardır:
 
1- Diyaframa soluk alma.
 
2- Göğüse soluk alma.
 
Bir hatip çoğunlukla, sözlerini ayakta söylediği için o durumda soluk alarak solunumunu ona göre ayarlar. Halbu ki bir tiyatro oyuncusu birçok değişen durumlarda soluk almak zorundadır. Solunumunu da ona göre düzenlemesi gerekir.
 
NEFES ve KONUŞMA TEKNİKLERİ
Soluğunuzu tutumlu kullanmak ve birden soluk vermemeniz gerekir. Bu çok önemli kurala uyulmadığı için konuşmacıların çoğu soluklarını boşuna harcadıklarından çabuk yorulurlar. Söze soluk verirken başlamalıdır. Soluk vermenin sonunda olduğu gibi, soluk almanın sonunda da söz söylemek zararlıdır. Söze, soluk vermenin başlangıcında başlamalıdır. Şaşkınlığı anlatan tümcelere, çoğunlukla gürültüsüz bir soluk verdikten sonra başlanır. Bu gülmek için de böyledir. Hiçbir zaman soluğun sonuna kadar söz söylenmemelidir. Çünkü solukla beraber ses de kuvvetini kaybeder ve "Bitişte = Finalde" duyulmaz bir hal alır. Halbu ki konuşmacı için bir çok soluk alma fırsatı vardır.
 
Soluk verme her zaman eşit ve sessiz olmalıdır. Böyle olmadığı zaman ses kulağa hoş gelmeyen bir keçi sesi gibi titrer. Bu ses titremesi göğüs solunumunda daha çok meydana çıkar. Soluk verme, bir cümlenin başındaki kadar sonunda da yeterli olmalıdır ve konuşmacı tümce sonlarını iyi ve belirli söylemeye çalışmalıdır. Günlük yaşantımızda, yani tüm diksiyon alıştırmalarının dışında, yukarıda söylenen kurallara uygun bir biçimde soluk almaya alışmak yararlıdır. Organlarımız alışır ve konuşmacı da soluk zorluğu ve ondan doğan yorgunluğu yaşamaz.
 
olunumun sıklığı her kişinin gücüne ve anlatmak istediği duyguların şiddetine bağlı olduğundan belirli bir zamanda kaç kez soluk alıp vermek gerekeceğini tam olarak saptamak olanağı yoktur. Fakat genel bilgi, halkın konuşurken yeterli ölçüde soluk alıp vermediğidir. Konuşmaya başlamadan önce iyi bir soluk alıp verme tekniğine ulaşmamız gerekir. Sesi dinleyicilere ulaştıran soluktur. Eğer soluk zayıf olursa ses de zayıf olur. Eğer soluğun çıkışı çok bol olursa hem bir yarar sağlamaz, hem de söyleyiciyi çabuk yorar. Eğer soluk alıp verme düzensizse "söz akımı" da eksik, kesik, duraklamalarla anlamsız ve sıkıcı olur. Solunum, söylenen bir parçanın durak yerlerini işaret eder ve söz söyleyenin yorulmasına engel olur.
 
HİPERVENTİLASYON (AŞIRI  NEFES ALMA) SENDROMU
Bu sendrom, kimi insanları etkileyen bir takım belirtiler kümesidir. Pek çok hasta ve doktor, belirtiler karşısında durumu, epilepsi(sara hastalığı) ya da kalp krizi gibi, ciddi bir tıbbi hastalık olarak değerlendirme eğilimi gösterirler.
 
Bir hiperventilasyon nöbeti, hastanın hızlı ve yüzeyel nefesler almasıyla başlar. Bu durum, gerçekten kaygıya neden olan bir şeyin varlığı ile de tetiklenebilir fakat çoğunlukla ortada nefes alış-verişlerin değişmesi için somut bir neden bulunmaz.
 
Yüzeyel ve sık nefes alışverişler vücudun kimyasını da değiştirir, böylece parmaklarda ve dudak çevresinde karıncalanma hissi (parestezi), ve göz kararması oluşur. Bu da çoğu zaman bayılma ile sonuçlanır. Nefesin gerektiği şekilde dışarı verilmediği, bu tarz bir nefes alış-veriş tekniği aynı zamanda göğüste sıkışma hissine de yol açar.
 
Bu belirtiler korkutucu olmakla birlikte, tıbbi açıdan tehlikeli değillerdir. Ancak bu durum kaygı hissinin artmasına neden olurken, şiddetli bir kısır döngü yaratır.
 
Hiperventilasyon kısa bir süre için, bir kese kağıdının içinden nefes alınıp verilmesi ile (naylon olmamalı) kolayca tedavi edilebilir. Bu nefes alma tekniği, fazla nefes alma ile oluşan vücuttaki kimyasal değişimleri düzene tekrar düzene koyar. Bununla birlikte, uzun dönemde, kaygıya neden olan gerçek problemin tespit ve tedavisi ve rahatlama yöntemlerinin öğretilmesiyle asıl tedavi sağlanabilir.

Hipnotik Telkin / Yaşam Koçluğu

Yaşam koçluğu ve hipnotik telkin gibi hizmetlerimiz için form aracılığı ile randevu alabilirsiniz.

Randevu Al