Dünya Kardeşlik Birliği
Deniz bey merhaba,
Mail'inize vereceğimiz cevabı, bundan böyle diğer bütün sorulara vereceğimiz cevaplar gibi diğer dostların da bu cevaplardan yararlanmasını sağlamak için sitemizin ana sayfasında yayınlayacağız.
İlk açıklamayı mesajınızda çok ağır bir suçlama getirdiğiniz Sn. Bülent Çorak ve Bilgi Kitabı bütünlüğü ile ilgili yapmamız sanırım çok daha iyi olacak.
1) Bilgi Kitabı'nın dilinin İlahi bir dil olduğunun biz tanığı ve şahidiyiz.
2) Hiçbir insan beyni, ister Amerikan olsun ister Rus, Bilgi Kitabı'nda var olan şifreleri ve kodları düzenleyemez.
3) Biz Bilgi Kitabı dilinin ve de bilgilerinin toplama Dünya bilgileri ve dili olmadığını biliriz.
4) Hiçbir güç (Bilgi Kitabı terminolojisiyle konuşursak) "Kendi fermanını kendi eline almış" bir bilinci kontrol altına alamaz ki, Bilgi Kitabı da zaten bu bilinçte insanlar yaratmak için gelmiştir(!!!)
5) Ve gelelim Bülent hanımın altın sikkelerine, Sion yıldızına, inanılmaz artan(!) servetine, dernek içindeki yolsuzluklara ve istifalara...
Birincisi; Sion yıldızı olarak bilinen yıldız Musevilerden binlerce sene önce MU uygarlığı tarafından ve diğer tüm İleri Bilinç Uygarlıkları tarafından kullanılan Ezoterik bir Boyutun sembolüdür ve kimsenin tekelinde değildir.
İkincisi; Mevlana Yüce Vakfı'nın kuruluşunun 10ncu yılı anısına bastırılan sikkeler birer hatıra sikkesidir. Darphane tarafından bastırılmış ve resmi işlemden geçerek gelir getirmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Üçüncüsü; Böylesine yüce ve Kozmik bir görevi yerine getiren bir insanın kendi kurduğu ve halen başkanlığını yaptığı vakfın hatıra sikkesinin üzerinde resminin olması kadar doğal bir şey de yoktur.
$title
Eğer yapılan hizmetin ne anlama geldiğini siz de bilseydiniz, inanın Bülent hanım için siz çok daha fazlasını talep ederdiniz. Dernek veya vakıf içindeki yolsuzluklara gelince; tarihe bakın ve bunların ne kadar sıradan sorunlar olduğuna lütfen kendiniz karar verin. Muhammed peygamberin daha naaşı bile kalkmadan en yakınları tarafından yapılan Halifelik kavgalarından tutun da en yakın havarisi tarafından gammazlanan İsa peygamberin yaşamına kadar tüm peygamberler tarihi onların çevrelerindeki insanların ihanet ve çıkar kavgalarıyla doludur. Bizim vakfımızın ve derneğimizin istisna tutulması mümkün müdür?
Ancak tüm bunların yanında mümkün olmayan tek şey vardır ki o da "Bülent hanımın servetinin inanılmaz arttığı"dır!???
Söyleyebileceğimiz tek şey, eğer Bülent hanım zenginse bizim Vehbi Koç olduğumuzdur!
Ne olur, lütfen! Birilerinin sadece karalamak için ortaya attığı iftiraları elinizde somut deliller olmadan bu kadar kolay kabul etmeyin.
Ve şimdi de gelelim diğer sorulara:
1) Herkesin gidemeyeceği, gitse de gidenlerden bazılarının dönemeyeceği boyutu size kelimelerle açıklamak inanın ki olanaksız. Ne anlatırsak anlatalım, ne yazarsak yazalım sizin için hiçbir anlam taşımayacaktır; ta ki siz kendiniz bilinç olarak o boyuta varıncaya kadar. Bilinç olarak diyoruz çünkü "O"raya varabilmek için tüm bedenlerinizden kurtulmak zorundasınızdır!!! "O"radan sonra gidilecek mekanın kalmamması asla ebedi bir acı değil, aksine sonsuz bir huzur ve dinginlik yaratır; aynen "O" boyutun kendi yapısı gibi! İşte "sonsuz ve mutlu yaşam" dediğiniz yaşamın kaynağı budur. "O", sizin "O" olduğunuzu idrak ettiğiniz, "O"nun tüm hücrelerinize nüfuz edip sizi ebediyen "O"nun bir parçası yapan sonsuz sırlar alemidir. "O" alem ki, siz artık "O" olmuş olsanız bile size sırrını hiçbir zaman açmayacak ve sonsuza kadar kapalı kalacaktır. İster "O"na ulaşan bir evliya olsun isterse de peygamber!!!
Ali'nin Allah olduğuna gelince; Allah makamı "Sır Ali"nin makamlarından sadece biridir ve en yücesi de değildir. O zaman bilinci içinde kavranabilinen en üst makam/boyut Allah boyutu olduğu için "Ali Allah"tır denmiştir. Oysa bu gün artık rahatlıkla "Ali'den başka Hakk yoktur" diyebiliriz; Hakk boyutunun Allah boyutundan daha üstte olduğunu bilmenin verdiği güvenle. Neden Anadolu Aleviliğinde Dünya'dan göçen biri için "Hakk'a yürüdü" denir de "Allah'a yürüdü" denmez, hiç düşündünüz mü?
2) Beden terkinden sonra gidilen boyut her varlığın kendi tekamülüne paralel olarak belirlenir. Bu, su dolu bir kabın içine dökülen farklı yoğunluklardaki sıvıların suyun belli yükdekliklerinde toplanması gibidir. Tanrı'ya gelince; sadece şunu bilmenizde yarar var. Tanrı başka şey, Allah başka şey, Hakk başka ve "HU" da başka şeydir!!! Bunların tümü farklı boyutların adlarıdır ve farklı frekansları vardır. Siz farkına varsanız da varmasanız da yüz yıllar boyunca onların frekansı size gizliden gizliye verilmiştir. Ne gizem "YA HU"!!!?
3) Dünya hayatının maddesel cenderesinden zaman zaman hepimiz kurtulmak isteriz. Ancak unutmayın ki bu hayat sizin tekamül basamaklarını en hızlı çıkabileceğiniz yegane yaşam alanıdır. Bir bedene sahip olmak ilahi bir ayrıcalıktır. Bu fırsatı iyi değerlendirin.
4) 7 Kat Yer ve 7 Kat Gök, kaba madde alem içinde kalan boyutlardır ve bu boyutları tekamülleriyle geçememiş canlar beden terkinden sonra gene ancak bu boyutlar içinde var olabilirler. (Su ve farklı yoğunluklardaki sıvılar örneği). 7 Kat Evren ve 7 Kat Kozmoz tekamülünü yapmış canlar ise Kainatın tüm noktalarında var olabilir ve bir Kök Hücre gibi ona gereksinim duyulan her yere gidip oraya şifa olabilir.
Sevgi ve Saygıyla...